O Mütehayyir Akla de!!

Livza

Well-known member
O vakit kalbe şöyle geldi ki:
O mütehayyir akla de:
Bak, kâinattaki bütün mevcudata: Zîhayat olsun, câmid olsun, kemâl-i itaat ve intizamla vazife suretinde ubudiyetleri var.
Bir kısmı,şuursuz, hissiz oldukları hâlde,gayet şuurkârâne, intizamperverâne ve ubudiyetkârâne vazife görüyorlar.
Demek bir Mâbud-u Bilhak ve bir Âmir-i Mutlak vardır ki, bunları ibadete sevk edip istihdam ediyor.
Hem bak, bütün mevcudata, hususan zîhayat olanlara: Herbirinin gayet kesretli ve gayet mütenevvi ihtiyacatı var ve vücut ve
bekasına lâzım pek kesretli, muhtelif matlupları var;en küçüğüne elleri ulaşmaz, kudretleri yetişmez.
Halbuki o hadsiz matlapları, ummadığı yerden, vakt-i münasipte, muntazaman onların ellerine veriliyor ve bilmüşahede görünüyor.
İşte, şu mevcudatın bu hadsiz fakr ve ihtiyacatı ve bu fevkalâde iânât-ı gaybiye
ve imdâdât-ı Rahmâniye bilbedâhe gösterir ki,
bir Ganiyy-i Mutlak ve Kerîm-i Mutlak ve
Kadîr-i Mutlak olan bir hâmi ve râzıkları vardır ki,
herşey ve her zîhayat Ondan istiâne eder, medet bekliyor,
mânen
" Ancak senden yardım dileriz." (Fâtiha Sûresi: 5) der.
O vakit akıl, "Âmennâ ve saddaknâ" dedi.
Yirmi Dokuzuncu Mektup
 
Üst